Petra 09.07.2016

Bir kanyonda gizlenmiş Petra kentin duvarları arasında dolaşırken ona hayran kalmamak mümkün değil. Gizemi, renkleri, hissettirdikleriyle insanları şaşırtıyor ve beni de kendine hayran bıraktırdı. Güneşin açısına göre rengi pembe, kırmızı, turuncu ve sarıya dönüşen kayalıkları, Nebatiler öyle güzel şekillendirmişler ki, Şair John William Burgon, burası için “Tarihin yarısı kadar yaşlı gül kırmızısı şehir” ifadesini kullanmış

Zaman içerisinde unutulup giden görkemli kent Petra, Şam üzerinden Mısır’a giden İsviçreli seyyah Johann Burckhardt tarafından yeniden keşfedilene kadar kayıp bir şehir olarak kalmış. Ürdün‘ün Akabe şehri yakınlarındaki Petra Antik Kenti, 1985 tarihinde UNESCO Dünya Mirası listesine dâhil edildi. 2007 tarihinde de Dünyanın Yeni Yedi Harikasından biri olarak kabul edildi.

Dünyanın en gizemli kentlerinden Petra, tarih ırmağının hırçın dalgaları arasında kaybolup gitmeden önce, Nebati Krallığının başkentiydi. Sıra dışı bir halk olan Nebatiler, köken olarak göçebe kabilelerdi. Buraya Arap yarımadasından geldiler, ticaret yollarını kontrol etmeleriyle tanındırlar. MÖ 400 ile MS 106 yılları arasında burada muhteşem bir kent kurdular ve onu geniş̧ bir ticaret krallığının merkezi yaptılar.

Nebatilerin şöhreti, dönemlerinde dünyanın en zenginleri olmasından geliyor. Tütsü ve baharat ticaretinde o kadar maharet kazandılar ki, Çin’den ve Hindistan’dan getirilen baharatlar, tütsüler, yağ ve parfümler buradan da dünyanın dört bir yanına sevk ediliyordu. Değerli yükler taşıyan uzun kervanları Arabistan’dan Akdeniz’e ulaştırıyorlardı. Ticaret sayesinde çok zengin ve nüfuzlu hale geldiler.

Nebatiler Demir ve bakır madenlerini kullanmayı öğrendiler. Zeki ve pratik Nebatiler, ticaret yaptıkların milletlerin zenginliklerini ve kültürlerini ülkelerine taşıdılar. Antik Yunanistan, Romen, Mısır, Mezopotamya stilleri harmanlayarak benzersiz bir mimari ile muhteşem Petra şehrini yarattılar.

Yumuşak kumtaşı kayalarını oydular. Görkemli tapınaklar, mezarlıklar ve saraylardan oluşan taştan bir şehir inşa ettiler. Büyüyen şehrin su ihtiyacını karşılamak için çarpıcı fikirler geliştirdiler. Büyük kaya sarnıçları oluşturup, toplanan suyu kilometrelerce uzayan seramik borularla şehre taşıdılar. Baraj inşa edip dağlara tüneller açtılar ve su yataklarının yolunu değiştirdiler. Petra’nın su baskınlarından zarar görmesini engellediler.

Kendi gelenekleriyle sınırlı kalmayan, sıra dışı halk Nebatiler, diğer kültürlere açık insanlardı. Yunan, Roma kültüründen etkilenip yepyeni bir kültür yarattılar. Benzersiz mimari yetenekleriyle görkemli El Hazne’yi yaptılar. Buna görkemli saraylar, muhteşem tapınaklar, mezarlar ve tiyatro eklediler. Kullandıkları dil Arapçanın temellerini teşkil eden Arami diliydi. Kitabelerinde hekimlerden ve şairlerden söz edilir.