Selçuklu’dan başlayarak Anadolu Türk kültürünün yüzyıllar içerisindeki gelişimini anlamak için başkentte gidilebilecek en doğru adres. Koleksiyonunda Anadolu’nun çeşitli yörelerinden toplanmış binlerce örneği barındıran müzede; çini, ahşap ve cam işlemeciliği, silah yapımı, yazı sanatı gibi alanlar hakkında hiçbir yerde bulamayacağınız detaylar sizleri bekliyor. Merdivenleri çıktıktan sonra ziyaretçiler ilk olarak kubbe altı holüne ulaşıyor. Müzenin sergi alanları, kubbe altı holünün devamındaki iç avlunun çevresinde yer alıyor.
Geniş koleksiyonu dışında müzeyi Cumhuriyet tarihinin önemli mekânlarından birisi haline getiren diğer özelliği ise 1938’den 1953 yılına kadar Mustafa Kemal Atatürk’ün na’şının burada kalmış olması.
Bu amaç doğrultusunda iç avlunun çatısı kapatılmış ve havuz bahçeye taşınmış. Anıtkabir’in tamamlandığı 1953 yılında bu kısım, sembolik bir kabir haline getirilmiş ve üzerinde “Burası 10.11.1938 tarihinde sonsuzluğa ulaşan Atatürk’ün 21.11.1938 tarihinden 10.11.1953 tarihine kadar yattığı yerdir” yazan mermer yazıt yerleştirilmiş.
Ankara Etnografya Müzesi’nin 11 sergi salonunda Türk sanatının detayları, Selçuklu devrinden başlayarak kategorilere ayrılmış bir şekilde sunuluyor.