UNESCO tarafından dünya kültür mirasına dâhil edilmiş olan Goree Adası şirin evleri, her köşesi özenle korunmuş - düzenlenmiş sokaklarıyla hem yerel halkın yaşamına devam ettiği, hem de turistik bir ada. Eskiden Amerika kıtasına gönderilen kölelerin dağıtım noktası işlevi gören ada şimdilerde bu kara tarihinin unutulmaması için en son köle evlerinden birini müze olarak ziyaretçilerine sunuyor. Zamanında 20 milyona yakın kölenin geçtiği adadaki son köle evini mutlaka bir rehberden dinleyin ki o küçücük odalara onlarca kişinin nasıl sıkış tepiş doldurulduğu, daracık odada 120 kişinin günde sadece bir kere tuvalete gitmelerine müsaade edilirken nasıl yaşam savaşı verdikleri, kaçmaya çalışanların nasıl öldüğü gözlerinizde daha iyi canlansın.
Gorée Adası; Senegal'in Dakar şehrinin 19 idari bölgesinden birisidir. Dakar ana limanının yaklaşık 4 km batısında bulunmaktadır. Dakar Limanından 20 dakikalık bir gemi yolculuğundan sonra ulaşılabilir. Adada yaşayanların sayısı yaklaşık olarak 1000 kişiymiş.
Limandan çıktıktan sonra sol tarafa doğru tepeye çıkan yoldan giderseniz 2. Dünya Savaşı'nda adaya yerleştirilen topa ulaşırsınız. Ayrıca daha çok Madagaskar' la özdeşleşmiş olan Baobab ağacını da görebilirsiniz. Küçük Prens kitabında da bahsedilen ve Afrika'da kutsal kabul edilen baobab ağacının köklerinin tepede, dallarının toprağın altında olduğuna inanılıyormuş.
Ada boyunca hoş heykeller de sokakları süslüyor. Rengârenk çiçekler, ağaçlar, evler çok hoş bir hava yaratıyor. Limanın önündeki mekânlar da ister bir şeyler atıştırın, ister meşhur Gazelle birasından için. Ada'da kalmak isteyenler için bir otel ve bir misafir evi de mevcut.
Tarih ve Köle Ticareti;
Gorée Adası köle ticaretinde çok önemli bir yere sahipmiş çünkü Afrika'nın içlerine kadar uzanan yolların ve nehirlerin kesişim noktasında bulunuyor. Köleler adadaki mahzenlerde tutulur ve gelen gemilerle gönderilirlermiş. Ada günümüzde köle ticaretinin dehşetinin gözler önüne serilmesi için, turizme açılmış ve kölelerin saklandığı mahzenler, yemek yedikleri kaplar, bileklerine takılan prangalar gibi şeyler sergilenmektedir.
Gorée ‘de Cap-Vert yarımadasına bakan küçük bir liman vardır. Uzunluğu 900 metre genişliği ise 350 metredir. Neredeyse içme suyundan yoksun olan Gorée ‘de Avrupalılar gelmeden önce yerleşim yokmuş, Portekizliler 1450 yılında küçük bir taş kilise (St. Charles Kilisesi) inşa etmiş ve ada mezarlık olarak kullanılmaya başlanmış.
1780-1784 yılları arasında Afra-Fransız bir ailenin inşa ettiği bilinen Kölelerin Evi (İngilizce: House of Slaves) adanın en ünlü yapısıdır. Bu bina bir turizm merkezi olarak köle ticaretinin ayrıntılarını göstermektedir. Ayrıca adada sömürge döneminde Afrika'nın çeşitli bölgelerinden adaya getirilenler için köle evi olarak bilinen hapishaneye benzer binalardan 28 tane bulunuyormuş.
Fransa 1677 yılında adadaki kontrolü kazandı, Fransa-İngiltere savaşları sırasındaki kısa süreli İngiliz işgalleri hariç ada 1960 yılına kadar sürekli Fransa'da kaldı.
Gorée’ de ticaret idari olarak başkent St. Louis ve Senegal Kolonisine bağlıydı. Adada köle ticareti hariç balmumu, deri ve tahıl takas edilirdi. Adanın nüfusu birkaç özgür Afrikalı, 1500 civarında köle ve bazendi birkaç Avrupalı olurdu. Gorée Fransızlar için Afrika kıyılarının giriş noktası oldu. 1848 yılında Fransa'da köleliğin kalkmasının ardından ada köle ticaretindeki rolünü kaybederek deniz güvenliği için ileri bir karakol olarak kullanılmaya başlandı.
Senegal’de yaşayan yerli halk Türkler ’in Senegal’e inşa ve yardım için geldiklerini bu yüzden Türklerden gelen yardım ve zekatları geri çevirmediklerini fakat Avrupalıların ise bir şey verdiklerinde yada yaptıklarında hep korktuklarını ve acaba bizden ne alacaklar diye düşündüklerini bundan dolayı da onlardan hala tedirgin olduklarını söylüyorlar.
Adaya gidiş dönüş bileti 5200 frank. Dakar'da taksi fiyatları da uygun, ama öncesinde fiyatı konuşmayı ve pazarlık yapmayı unutmayın.