Kale 01.07.2017

Estergon Kalesi (Esztergomi Várszínház), Budapeşte‘nin 60 kilometre kuzey batısında ve Tuna Nehri kıyısında yer alıyor. Budapeşte gezilecek yerleri tamamladığınızda, türküler yakılan, Türk tarihi bakımından oldukça önemli olan bu güzel yapıyı ziyaret edin.

Macaristan sınırları içinde olan ve Tuna Nehri’ni tepeden gören Estergon Kalesi, on iki-on üçüncü yüzyıllarda yapılmış ve 1241’deki Moğol istilasına kadar Macar Krallığı’nın idari ve dini merkezi olmuş bir yapı. Bu yönüyle Macar tarihinde de özel bir yeri bulunan kale, elli yıldan fazla Osmanlı hâkimiyetinde kalmış.

Estergon Kalesi’nin tarihi:

Komârom Yönetim Birimi’nin sınırları içerisinde. 1950’lerden sonra hızlı bir endüstrileşme sürecine giren kent, günümüzde Estergon Kalesi başta olmak üzere 1828’de yapılan katedral Estergon Bazilikası ile turistik bir bölge konumunda.

Tuna Havzası’nda askeri ve ticari açıdan önemli bir noktada bulunan ve Roma döneminde kurulan Estergon şehri, on ila on ikinci yüzyıllar arasında Macar Krallığı’nın başkentlik yapmış. Kral IV. Bella’nın başkenti Budin’e taşımasından sonra bile önemini yitirmeyen kentin Türklerle tanışması 1526’da Budin’i alan Kanuni Sultan Süleyman döneminde gerçekleşiyor.

Kanuni’nin Viyana üzerine yürüyüşü sırasında kale savaşılmadan sunulmuş olsa da, 1531’de bölgede etkin olmak isteyen Habsburglar tarafından kale tekrar ele geçirilir. 1543’ten sonra Osmanlı ve Avusturya arasında el değiştiren kale, 1606’da imzalanan Zitvatorok Antlaşması ile Osmanlı topraklarına katılır. Yenilgiyle biten İkinci Viyana Seferi’nden sonra Avusturya güçleri tarafından kuşatılan kale Osmanlılar tarafından teslim edilerek Estergon’da 140 yıl süren Osmanlı egemenliğini sona erer. Kent 1867’de ise Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na bağlanır.

Estergon Kalesi’nde görülecek şeyler

İçi kadar tepesinden izlenen Tuna Nehri manzarasıyla büyüleyici olan Estergon Kalesi, Türk ve Macar tarihi açısından ayrı bir yere sahip. Girişi, avlusu ve surlarıyla on ikinci yüzyıldan bu yana tarihe tanıklık eden kalenin üzeri camla örtülmüş temellerini görebiliyorsunuz. Kalenin en tepesine çıktığınızda ise, karşılaşacağınız Tuna Nehri manzarası ve Slovakya toprakları, gerçekten inanılmaz.

Estergon Türküsü’nün hikâyesi

Estergon Türküsü, 1595 yılında Osmanlıların kaleyi teslim etmek zorunda kalması üzerine yazılmış, içli bir türkü.

Kanuni Sultan Süleyman’ın 1543’teki fethinden yaklaşık elli yıl sonra Leh, Çek ve İtalyanlardan oluşan 80 bin kişilik haçlı ordusu tarafından kuşatıldığında, Estergon Kalesi’nde yalnızca beş bin Türk askeri bulunuyordu. Hiçbir şekilde yardım alma ihtimali bulunmayan kale muhafızı Kara Ali Bey’in “Biz Rumeli gazileriyiz; kelle verir kale vermeyiz!” sözüyle kuşatma uzadı.

Kuşatmanın uzaması düşman askerlerini yöneten kumandanların kendi yönetimlerindeki askerleri kırbaçlamaya başlaması üzerine Kara Ali Bey, “Şu mel’un kumandan yere düşürülürse kâfir askerlerinin hepsi geri dönecektir. Kim onu vurursa kendisine dilediği verilecektir!” dedi. Bu söz üzerine bir asker düşman kumandanı öldürürdü ancak Estergon Kalesi kumandanı Kara Ali Bey de şehit oldu.

Kalede kıtlık ve susuzluğun başlaması ve yeniçerilerin ayaklanmasıyla kale düştü. Aralarında Anadolu Beylerbeyi Lala Mehmet Paşa’nın da bulunduğu esirler Tuna Nehri’ndeki gemilere bindirilerek Vişegrad‘a götürüldüler. Bu acıyı nesilden nesile aktaran Estergon Türküsü böyle doğdu.

Estergon Kalesi subaşı durak
Kemirir içimi bir sinsi firak
Gönül yâr peşinde yâr ondan ırak 

Akma Tuna akma ben bir dertliyim
Yâr peşinde koşar kara bahtlıyım 

Estergon Kalesi subaşı hisar
Baykuşlar çağrışır bülbüller susar
Kâfir bayrağını burcuna asar

Akma Tuna akma ben bir dertliyim
Bu ateşle yanar kara bahtlıyım 

Estergon Kalesi subaşı kale
Göklere ser çekmiş burçları hele
Biz böyle kaleyi vermezdik ele 

Akma Tuna akma ben bir dertliyim
Estergon’u vermiş kara bahtlıyım.

Pes etmeyen, baş vezirlik ve kumandanlık görevine tayin edilen Lala Mehmet Paşa, kalenin elden çıkışından on yıl sonra bir kez daha Estergon’u kuşattı ve ele geçirdi. Bu tarihten itibaren 78 yıl daha Osmanlı hudut boylarının müdafaa eden Estergon Kalesi, 1683’te tamamen Türk egemenliğinden çıktı.